Son yıllarda çevremde, ülkemde yaşanan bazı durumları gördükçe umutsuzluğa düşüyorum. Umutsuz halimden hiçbir fayda gelmiyor. Kendimi yaşanan olaylardaki insanların yerine koyuyorum. Çektikleri acıları aynı oranda olamasa da hissediyorum. Bazen gözlerim doluyor. Yaşanan olayları tek başıma değiştirmeye gücüm yetmiyor ve kendimi çaresizlik ile aynı ortamda saatlerce başbaşa buluyorum. Çaresizlik te konuşmuyor, ben de. Tek yapabildiğimiz üzülmek ama o da pek bir işe yaramıyor. Arkadaşlarımla, tanıdıklarımla konuşuyorum. Böyle hisseden o kadar çok kişi var ki. Herkes evinde, işinde bireysel olarak umutsuzluğu ve çaresizliği ile birlikte yaşıyor. Bazen arkadaşlarla konuşmaya bile gerek kalmıyor. Hepsi benzer düşünüyor ve aynı cümleleri farklı sıralamalar ile birbirimize söylemenin bir anlamı olmuyor.
Geçenlerde internet üzerinde bir kişiden haberdar oldum. Adı Dr. John Demartini. Kendisi insan davranışları uzmanı. Bu bölümü çok şaşırtıcı geldi. Böyle bir meslek olduğunu bile bilmiyordum. İnternet üzerinde verdiği konferans kayıtları ve röportaj videoları var. İçinizden "Eee Demet bu kişinin konuyla ilgisi ne ?" diye düşünenler olabilir. Dr. John Demartini'nin konuşmalarından bir bölümünde şundan bahsetti. İçinde yaşadığımız hayatta herşey zıttıyla birlikte bulunur. Mutluluk üzüntü ile, barış savaş ile, güzellik çirkinlik ile, düzen kaos ile, iyi kötü ile vs. Eğer biz yaşadığımız hayatı bu kavramların zıttı olmadan yaşamayı beklersek sürekli hayal kırıklığına uğrarız. Bu sözler bende öyle çok karşılık buldu ki. Sürekli içimden dilekte bulunurken istediklerimden biri, ülkemde ve Dünya'da savaşların olmamasıydı. Tahmin edin ne. Bu dilek hiç gerçekleşmedi. Pek gerçekleşecek gibi de görünmüyor. Çünkü ben sadece barışı istiyorum ama savaşı istemiyorum. Oysa ikisi de bu hayatın gerçekleri ve ikisi de hep olacak. Ben ya bu durumun farkına varıp dileklerimi daha gerçekçi (iki zıt kavramı da kabullenerek) bir şekilde belirleyeceğim ya da hayal kırıklığı yaşamaya devam edeceğim.
Bu bakış açısı yaşanan herşey kabul edip boyun eğmek anlamına gelmiyor. Hayatta var olan ve olabilecekleri farkedip, onlarla nasıl bir hayat kurmayı istiyorsak ona göre plan yapmayı gerektiriyor. İnsanlık tarihinde atılan büyük adımlar çoğunlukla yaşanan büyük acılar sonrasında ortaya çıkmış. Her olay kendi bileşenlerini beraberinde getirir veya üretir. Küsmek, umutsuzluğa kapılmak ne yazık ki hiçbir işe yaramıyor. Herkes elinden gelen her neyse, küçük veya büyük farketmez yapmalı. Belki yapabileceğin hemen şu anda veya daha sonrasında. Unutma yanlız değilsin. Senin gibi hisseden sayısız insan var.
Commentaires